2 Mart 2015 Pazartesi

Altın Çağ

Bir şeyler yazarsın bir şeyler çizersin ''o''dur yaptıklarının muhattabı
Sadece o,canın acır... o giderse bazenler çoğalır,bilmezsin tabi
Saf sevginin beslendiği onca kadınlar var onca fahişeler yaşar
Biz bilmeyiz neyin ne olduğunu bir tutam ten uyumu varsa

Ve altın çağ biter nara atar kaltaklar kanla süslü banyolarda
Bir başka ten girer aranıza önce inanamazsın,o ufak salaklık
Varya hani o ufak mahşer arası donuk bakarsın kadına
Ruhun salınmışcasına,beyaz bir tensin o an sen beyaz bir ten!

İşte aşkın kerbelası,sikilmiş vasat elvedası altın çağ bitti
Sorular çok,cevaplamaya vakit çok ama gerek yok dur
Yada durma seçim senin evlat bu beyindeki büyük karmaşa
Kargaşa hakim bu kent'e evlat kozlarını kapalı oyna,elvada.

1 Mart 2015 Pazar

Kanlı Ay

Bazı kuşlar yüksekten uçar adam susar,bu gece kanlı ay var adam niyetli festivale.Gece karanlığında elinde meşale ile yaklaşıyor gömdüğü geçmişine.Adım adım bir iki bir iki dans ediyor kulaklığında çalan şarkıyla ve içindeki kan arzusuyla.Bir mezarlığın ortasındaki kulubeye doğru ilerliyor ritim artıyor kalp atışları hızlanıyor adamın içindeki heyecana kana susamışlığa iyice yenik düştü.Açıyor yavaşça kapıları ve kesiyor zincirli asma kilitleri yavaş yavaş,kirli sakalına bulaşan tozları kravatıyla siliyor ceketi dar gömleğide öyle boynunu çıtlatıyor bazen düşüncelerine yenik düştü adam.Uzundur üstesinden geldiği bağımlılığı onu ele geçirdi mazisini kuşanıyor tekrar.Gece sustu çanlar durdu adam işlerini halledip mezarlıktan çıktı.Kanlı ay ne kadar da güzel sigarasını yakıp kızıl aya bakıyor kahve rengi gözlerine karışıyor yavaşça arzuları adam yavaş yavaş kırmızı gözlü bir yırtıcıya dönüyor.Adam zeki,zeki olduğu kadar da deli ince çizgide bi o yana bi yana savrulan bir deli sigarasından bir nefes aldı ve devam etti 3 sokak aşşağıdaki festivale ilişti gözü sakin sanki sakinleştirici yapılmış bi hasta kadar dingin ilerlemeye başladı adamın içindeki palyaço dayanamıyor du iliklerine kadar rengarenk hayallerle süslemişti adamı artık eline geçirebilirdi herşey hazır ve yerindeydi beden el değiştirdi... Palyaço festivale katıldı yüzü kırmızı boyayla boyalı adam bıçaklarını çıkardı isnanlar aldırış etmiyordu çünkü bu bir festivaldi.... önce polisleri gözüne kestirdi silahlı olanları iki elindede olan bıçakları sallamaya başladı kafasıyla ritim tutuyordu bıçakların rüzgarı keserken çıkardığı sesten ve ayak oyunları güzeldi palyaçonun dans ede ede yaklaştı polislere polisler eğleniyordu palyaçoya bakıp ellerinde içecekleriyle ona ritim tutuyorlardı palyaço güzel kareografisi ile aralarına girdi polislerin ve zaman donmuş gibi durdu bi anda elleri yukarda bıçakların ucu aşşa bakan şekilde tek ayağı havada ve yere basan ayağı kırık şekilde  sonra yavsaşça hareket etmeye başladı önce solundaki polisin şah damarına sapladı bıçağı ve onu tutup arkasına geçti silahını çıkartıp karşısındaki polise iki el ateş etti ama öldürmedi ellerinden vurmuştu solundaki ve sağındaki polisler  silahlarına davranıken yılan gibi ileri atıldı ve atılırken boğazlarını kesti vurduğu polis yalvarıyordu dur diye suratındaki umursamaz gülüşle ''nolur bana izin ver sen yaşamak istiyosun ve bende öldürmek,seni öldürmeme kızmazsın değil mi diyerek kahkaha atmaya başladı sapladı boynuna kanlı aydan daha kanlıydı suratı kırmızı bir maske takarcasına sonra kadınalara yöneldi dans ederken kadınların arasına girdi bir ressam gibi yumuşak ve keskin darbelerle boğazlarının içinden  geçiyordu çok geçmeden öldürdüğü insanların sayısı 100ü geçmişti küçük çocuklar hariç herkesi öldürmüştü hava iyice soğudu güneş doğmaya yakındı kuşlarsa uçmaya.. adam sakinleşememişti halen palyaço  ardında 100lercce ceset bırakmıştı sigarasını yaktı ve küçük çocukları bir depoya doldurup yaktı bunu istemezdi ama kaçması için gerekliydi sonrasında polislere ilişti gözü birisnin kıyafetini giydi kendi kıyafetlerini ise polise kaçış yoluna koydu mazisini giyen polisi ve bi kaç el ateş ettikten sonra kesmeye başladı onu siren sesleri yaklaşmaya başladı ve arabalar geldi bir bir silahlarını yere bırak diye bir ses geldi arkadan palyaço ağlıyordu silahlarını yere bıraktı polis yaklaştı arkasından burda ne oldu diye sordu meslektaşına palyaço anlatmaya başladı ve hikayesini bitirdiğinde kahve içmek için onu departmana götürdüler palyaço kahevsini içti ve çıktı departmandan evine uğradı alacaklarını aldı ve devam etti önündeki kasabaya mazisi gerideydi ama kendine bir mazi oluşturmak için daha tonlarca festival vardı kafasında palyaçonun 1001 surat melon gibi ruhuyla temizlendi ve devam etti